17 Mayıs 2016 Salı

ADANA-ANKARA-ABANT-İSTANBUL-ALEV'İN DÜĞÜNÜ-SAPANCA-ANKARA-ADANA

 
 
Yılbaşında Abant'a gidip de tadı damağımızda kalınca, bahardaki halini de görmek için mutlaka gelirim diye kendi kendime söz vermiştim.
Alevimizin düğün davetiyesini alınca,ahan da tam aradığım fırsat diye bu davetin üstüne balıklama atladım.
Oldum bittim kan bağına önem vermem.Benim,aklıma yatan insanlar veya aklıma yatmayan insanlar vardır.Alev benim benim her zaman aklıma yatmıştır,onun düğününe gitmiyecem de kimin düğününe gidecem.........
 
 
 
Ela'yla aramızda hummalı bir telefon trafiği başladı;kalın birşeyler almak gerek orası soğuk olur diyorum,ben kahvaltı için birşeyler hazırlarım önce kahvaltı yaparız sonra çekim yaparız diyor Ela,
Başar ordan lafa karışıyor;"bu gezi siz tatil yapasınız diye planlanmadı,annemi uçakdan alacağız-düğüne yetişeceğiz-yiğenlerimle vakit geçirmek istiyorum ben.....heeyy kime diyorum yaaa........"
 
Sonunda yola çıkmamız gereken saatden,2 saat erken kalkarak olayı tatlıya bağlıyoruz,hem Abant'a uğrayacağız,hem de düğüne yetişegeğiz.Sıkıntı yooook.......
 
 




                          Başar'ın bütün böreği ikram ettiği hale yine de doymayan köpekcik.....





 











                                             İstanbulda dikilitaş şampiyon Beşiktaş
                                                                         Sultan Ahmet Camii

   Ayasofya;Biz kendi aramızda konuşurken lafa karışan bir Türk turist,eliyle Sultan Ahmet Camii'ni gösterip"bunlar ne ki en fazla 400-500 yıllık yapılar,asıl tarih burda işte" diye Ayasofya'yı gösteriyor,sonra ekliyor "görmediyseniz mutlaka gidip görün dünyanın en eski ayakta duran kubbeli binası"diyor.......Doğru söze ne demeli?Gidip görmeli....:)))
                                                                    Topkapı Sarayı




                                                                     Gülhane parkı

 


Dönüşte,Sapanca Gölü


 
Gölün üstünde kurulan iskelede,nostaljik-enstrümantal müzik eşliğinde ve yağan yağmurun romantik atmosferinde yenen balığın keyfi hiçbir yerde yok..... 
 
 

5 Şubat 2016 Cuma

CANIM EX EVİMMMMM !!!!!!!!!!!!!!!!


Hem büyük bir korkuyla hem de kıpır kıpır bir heyacanla beklenen gün geldi çattı sonunda,
Müt. Murat bey evlerimizden çıkmamız için ilk tebliğini verdi....

Dile kolay, tam 53 yıldır yaşadığım,burada öleceğimi sandığım,başka bir yaşam tarzı bilmediğim evimi değiştirme  fikri beni haddinden fazla strese sokarken,bir de 2 golden köpek,10 kedi,5 kaplumbağa ve 80 yaşındaki-(sadece evlendiğinde , o da 1,5 yıl olmak üzere ev değiştiren,hayatının geri kalan kısmını bu evde geçirmiş)annemle yeni bir hayat kurmak fikri beni strese sokmasın da ne yapsın.....

Daha taşınma aşamasından bahsetmiyorum bile,benim gibi hiç taşınmamış biri nasıl olacakta
bu işin altından kalkacak valla hiç bilmiyorum.....

Evimizin duvarlarına kazınmış anılarımız sonsuza kadar yok olacak,çocukluğumuzu tepelerine tırmanarak geçirdiğimiz bahçedeki 15-20 ağaç kesilecek.....

Ama yine de içim kıpır kıpır,yeni bir ev yeni bir hayat beni heycanlandırmıyor desem yalan olur.
Ünoş doğal olarak benden daha beter,onu teselli etmek için"senin-benim ve çoçuklarımızın olduğu her yer bizim yuvamız yeter ki birbirimizden ayrılmayalım,hem yeni evimizin bahçesine de ağaçlar dikeriz" diyorum....sonra işi şakaya vurup "kız Ünoş gecenin bir yarısı yatağında oturup-hadi Jale evimize gidelim" demezsin değilmi diye dalga geçiyorum...

Uzun lafın kısası evimiz sonsuza kadar yok olamaya yok olacak, bari fotoğraflarda kalsın diye bu yazımı evimizin fotoğraflarına ayırdım,buyrun efendim iyi seyirler.....