7 Ağustos 2015 Cuma

ANKARA-YEDİGÖLLER-DEVREK-ÇAYCUMA-BARTIN-AMASRA-SAFRANBOLU-KARABÜK.....

Çok sade bir gezi planım vardı aslında,önce Ankara'ya varılacak Ankara'da bir gece konakladıkdan sonra Başar ve Ela alınıp Amasra'ya gidilecek, orada bir gece kaldıkdan sonra Ankara'ya geri dönülecek, Ankara'da tekrar bir gece yattıkdan sonra Adana'ya dönülecek.....

Ben nerden bilebilirdim Yedigöller yolunda kaybolacağımızı.......

Ankara'ya bardakdan boşanırcasına yağan yağmur eşliğinde vardıkdan sonra, ertesi gün kahvaltı yapmadan yola koyulduk,niyetimiz kahvaltıyı yol üstünde bir yerde piknik gibi yapmak,oranın yerlisine piknik için uygun bir yer olup olmadığını sorduk,Yedigöller yoluna döner dönmez kameriye ve çeşme olan bir yer olduğunu söylediler.....

Sapakdan döner dönmez virajlı ve uçurumlu dağ yolunda bulduk kendimizi.Ha şurada ha burada derken yaklaşık 15-20 dakika gittikden  sonra kameriye ve su bulamayacağımızı anladık anlamasına da buraya kadar gelmişiz bari şu yedigölleri'de görelim dedik....daha doğrusu ben dedim....hay demez olaydım....

Tam bir korku filmi gibiydi biz ilerledikçe yollar daha bir daralmaya,bozulmaya,virajlar daha bir keskinleşmeye başladı,buna bağlı olarak moraller de bozuldukça bozuldu.Öyle bir duruma geldik ki devam etsen edilmez,dönsen dönülmez.....

 
 
 
Bir ara Başar"bu nasıl araba sürmek kaçıl şurdan ben süreceğim" dedi.......
                                       iyi buyur gel bakalım sen nasıl süreceksin dedim......

                                       Beyefendi geçti direksiyonunu başına.......
hoplaya zıplaya,başlarımız tavana çarpa çarpa yolumuza devam ettik......
 
ohh bee sonunda vardık......
 
 
hemen yiyeceklerimizi çıkarıp güzel bir kahvaltı yaptık......... 
Başar'da stres diz boyu,geri dönüşte daha iyi bir yol bulmak için navigasyonu altını üstüne getiriyor ama başka yol yok...geldiğimiz yoldan geri döneceğiz....... 
 
Bu arada Ela ve ben, fırsattan istifade yangından mal kaçırır gibi acele acele bir kaç fotoğraf çekiyoruz........
 



 
 
Dönerken yolu yarıladığımızda Başar'ın navigasyon çalışmaları sonuç veriyor ve Devrek üzerinden
gitmeye karar veriyoruz.....
 
 
Bu yol diğerine göre çok düzgün, manzarası harika ve yol boyu şırıl şırıl akan bir dere bize eşlik ediyor.....
 
Ela'nın önerisiyle yolun kenarına park edip ayaklarımızı buz gibi suya soktuk...... 

Yolculuğunuz sırasında bir dereye rastlarsanız, hiç tereddüt etmeyin aracı güvenli bir yere park edip ayaklarınızı suya batırın mutlaka çok iyi geliyor:)



Sonunda Amasra'ya varıyoruz....
 
Hemen bir pansiyona yerleştikden sonra akşam yemeği için Günbatımı balık lokantasına gittik.....
 
 
           
            Denizin üstüne kurulan iskelede,martılar ve dalga seslerinin arasında balık yemenin keyfi
                                                                          hiçbir yerde yok......

 
 
 
 
Ertesi günü denize girmek için saat 7,00'de uyanıp koşa koşa kumsala gidiyoruz ama biz alışmışız Akdenizin incecik kumuna ve bem berrak suyuna.....yosunlu ve bulanık su üstelik çok soğuk girmemizle çıkmamız bir oluyor......
 
Güzel bir kahvaltıdan sonra Amasra'yı keşfe çıktık........


 





            Gencecik yaşında trafik terörüne kurban giden Barış Akarsu meğerse Amasralılıymış..
                                                  sahile heykelini yapmışlar.....



 

Dönüşte Ela'nın tavsiyesiyle Safranbolu yolunu tercih ediyoruz...... 
Manzaranın güzelliği karşısında adeta dilim tutuluyor....Ela endişeli, yukarıda kurulan HES yüzünden
birkaç yıla kalmaz bu ağaçlar kurur diyor....Ben de Allah onları sular diyorum....10 yıl sonra tekrar buraya gelmek üzere sözleşiyoruz.Umarım ben haklı çıkarım......

 
Safranbolu'ya varmadan yol üzerinde çay içmek  ve kaynamış mısır yemek için küçük bir mola veriyoruz.....ballı mısırın tadı hala damağımda........


                                           Onun , sakin,günvenli  ve rahat bir yaşam tarzı var....
                                                              bizim gibi maceraperest değil.....
                                 
                                yorgunlukdan bitti ama gıkı bile çıkmadı..........
            
                                     Hadi biraz gül diyorum,bana bu pozu veriyor:))




                                                  son durak Safranbolu.......


 
Adana'ya dönerken Ela'dan öğrendik yaa,bu sefer ayaklarımızı tuz gölüne batırdık.....
Bundan sonra sırada neresimi var? Başar'ı ikna edebilirsek ABANT.....:):)