24 Mayıs 2011 Salı

AMERIKA TATILI 5

19.Mayis.Persembe gunu saat 5.00'da yine dustuk yollara bu sefer istikamet San Francisco.

Saat 10.30'da hedefimize vardik.Mc millan & karisi ve San Francisco sokaklari adli dizilerden zaten asina oldugumuz caddelerde turlamaya basladik.Sirasiyla;Lombard caddesi,Golden Gate Bridge ,Painted Ladies'i ziyaret ettik.
Iskelede koruma altima alinmis deniz aslanlarini ve unlu Alcatraz'i izledik.

San Fransisco,Las Vegas ve Bakersfiel'dan sonra gordugum 3. Amerika sehri.Bu sehir ne Las Vegas kadar cilgin ne de Bakersfield kadar yavan,O kendine ozgu mimarisiyle,tramvaylariyla,kopruleriyle en az Istanbul kadar romantik bir sehir.

San Francisco'dan sonraki duragimiz Monterey;Pasifik Okyanusu kiyisinda sirinmi sirin kucucuk bir yerlesim yeri ama caddelerinde, anne bir ceylanla iki kucuk yavrusuna raslanacak kadar da ilginc.

Monterey'den sonraki ugragimiz San Lois Obispo;Buraya gelinirde sakiz sokagi ziyaret edilmezse olmaz,tabiki bizde ziyaret ettik,sakizlarimizi yapistirip, dileklerimizi tuttukdan sonra,
15 dakika uzakliktaki Morro Bay'a gectik.Bu da Monterey gibi sirin bir kiyi sehri.Kiyiya yakin bir kayalikda yasayan sincaplari gormek ve beslemek icin gittik ama cok soguk esen ruzgardan dolayi yuvalarina kacan sincaplari goremedik.Biz de burunlarini ruzgara vererek okyanusa bakan martilarin fotolarini cekebildik sadece.

Aslinda kalacak motel bulsak yolumuza devam edecektik ama moteller dolu oldugu icin o gece Bakersfiel'a donduk.

Ertesi gunu safakla beraber kalktik;hadi bakaliiiim yine yollardayiz.

Onumuze cikan ilk sehir Solvang;Amerikanin ortasinda bir Viking sehri.Oradan kiraladigimiz aile boyu bir bisikletle bir saat kadar sehri turlayip daha sonra sehrin ortasindaki parkta piknik yaptikdan sonra yine dusuyoruz yollara,bu sefer hedefte Santa Barbara var.

Bizim Mersin sehrimizin bir ikizi varsa o da Santa Barbara'dir.Once sahilde kokleri disari tasmis kocaman bir agaci gormeye gittik,iskele meydani ve unlu State Street tavaf edildikten sonra ver elini Los Angeles.

Los Angeles; "Melekler Sehri",zenginligin,luksun,gosterisin tavan yaptigi masal sehri.
Beverly Hills;Amerikan filmlerindeki kahramanlarin alis-veris yaptigi efsane cadde ve daga yazilmis
kocaman HOLLYWOOD yazisi,ruya gibi bir tatilin son noktasi.

Bize bunlari yasatan canlarima nasil tesekkur edilir bilmemki,umarim ,onlarin canlari da onlara boyle guzel anilar yasatirlar,boyle guzel suprizler hazirlarlar.

Daha Turkiye'ye donmemize bir hafta var.Bu son hafta da donus hazirliklariyla gecer.

Kisa bir ozetle anlatmaya calistigim Amerika Tatilinin fotolarini Turkiye'ye dondukden sonra yayinlayacagim.Dondukten sonra gorusmek uzere.....

19 Mayıs 2011 Perşembe

AMERIKA TATILI 4

17.Mayis.Sali gunu Las Vegas'a gittik.

Bu sehri filimlerden defalarca gormemize ragmen,sehrin gercek ruhunu anlayabilmek icin mutlaka icine girmek gerekiyormus megerse.

Dunya uzerinde Las Vegas kadar suni baska bir sehir varmidir.Bilemiyorum.Sehrin mimarisi dunyanin
cesitli yerlerindeki mimari sahaserlerden"Eyfel kulesi-Pramitler-Brooklyn Koprusu-Hurriyet Heykeli -bunlardan sadece birkaci" esilenerek,bunlarin birer kucuk kopyalariyla insa edilmis,zemin katlari gazino olan bu binalarin ust katlari devasa bicimde otellerden olusuyor.
Sehrin tek bir caddesine sagli-sollu olarak dizilmis bu binalardan,istenildiginde hic caddeye inmeden otelden otele gecerek caddenin sonuna kadar gidilebiliyor.

Ana cadddede, cesitli milletlere mensup insan selinin icinde dolasirken encok dikkatimi ceken
cok fazla yasli insanin da olmasiydi.Oyle ki yasli veya engelli olmak burada gununu gun etmene engel degil.
Yasli veya engelli bir insan,otellerden temin edilen motorlu bir aracla,hicbir engele takilmadan hem gazinolari hem de caddeleri rahatlikla gezebiliyor.

Saat 15.00'de basladigimiz sehir turumuz aksam olunca sehrin isiklanmasiyla daha da guzellesti,
Otellerden birinin muzik esliginde yaptigi su gosterisi ve diger bir otelin ates gosterisi gercekten gorulmeye deger manzaralardi.

Amerikalilarin Las Vegas'la ilgili bir deyimleri varmis,"Las Vegas'da yapilan Las Vegas'ta kalir"
Tamamiyle yeme-icme ve sinirsiz eglence uzerine kurulmus bir sehir icin son derece anlamli bir deyim.

16 Mayıs 2011 Pazartesi

AMERIKA TATILI 3

14.mayis.cumartesi gunu Onurlar bizi SEQUOIA NATIONAL PARK'a goturdu.

Bu parkin en onemli ozelligi dunyanin en buyuk agaci olan GENERAL SHERMAN'in burda bulunmasi.

GENERAL SHERMAN, en uzun ve en yasli degil ama hacim olarak dunyanin en buyuk agaci.

Parkin icerisinde bir de MORO ROCK diye bir yer var;devasa bir kaya parcasi,tirmanmak icin yan tarafina
merdivenler yapilmis,done done tirmanilabilir.Bizde tirmandik tabii ki,zirve harikaydi,butun dunyaya
kusbakisi bakiyormussun hissi veriyor insana.Unosum bile yariya kadar tirmandi da,tamamini tirmanmasina engel olduk diye donene kadar basimizin etini yedi.

Yol boyunca karsimiza geyikler,sincaplar bir suru hayvan cikti,ayi gormeyi de cok umut ettik ama maalesef goremedik.Burasi agaclariyla,hayvanlariyla,kaya parcalariyla cok guzel bir milli park.

Uzun lafin kisasi,SEQUOIA NATIONAL PARK olmeden once mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri.

13 Mayıs 2011 Cuma

AMERIKA TATILI 2

Bugun cok telasli bir gun,Canoslarin burada yasayan ve devamli gorustukleri dostlari tanismak ve sohbet etmek icin aksam yemege gelecekler.

Bizimkiler sabahin korunde kollari sivadilar.Adananin en lezzetli yemeklerini hazirlayip, hem gurbetteki soydaslarimizin damaginda lezzetli bir hatira birakmak hem de bundan kendilerine pay cikararak;
"bak biz boyle guzel yemekler yapariz,yapmaklada kalmaz ayrica afiyetle yeriz,hem de istedigimiz zaman bunu yapariz" der gibi hummali bir sekilde calisiyorlar.

Bende firsattan istifade onlar calisirken Bakersfield caddelerine aktim.Yaklasik 1 saat yuruyus yaptikdan sonra , donus yolunda kopegini gezdiren bir kadinla(konusmamiz sirasinda Alman oldugunu ogrendim)
karsilastim, kopegini sevdikden ve kisa bir sohbetten sonra gozumde buyuttugum ingilizcenin o kadar da
zor olmadigina kanaat getirerek ve hafifden kendime biraz daha guvenerek siteye dondum.

Misafirler saat 6.00'da geldiler. Hepsi cok cana yakin insanlar.Yemekler yendi,sohbetler edildi.
Unosumun mutlulugu gozunden okunuyor.Yemekleri de begenilince degmeyin keyfine.
2-3 saat sonra herkes evlerine dagildikdan sonra,icimiz daha bir rahatladi,Turkiye' dondugumuzde
gozumuz arkada kalmayacak kesinlikle,cunku biliyoruz ki,canlarimizin can dostlari var.

11 Mayıs 2011 Çarşamba

AMERIKA TATILI 1

8.Mayis pazar gunu dustuk Amerika yollarina,Adana-Istanbul , Istanbul -Los Angeles derken yaklasik 24  saati bulan yorucu bir yolculukdan sonra nihayet Los Angeles hava limanina kazasiz belasiz indik.

Gumruk kapisini gecmemiz dil bilmedigimiz icin biraz zor olsada vucut diliyle ve tarzanca bir lisanla
onuda hallettik.

Kapida bizi karsilayan yigenlerim Onur ve Canos'la sarilip,opusup koklastikdan sonra,Los Angeles'a 2 saat uzaklikda bulunan Bakersfield'a dogru yola koyulduk.Yolculuk boyunca cok sasirdim, zira, bitki ortusundenmi yoksa ikliminden dolayimi anlayamadim ama Cukurova ve California inanilmaz derecede benzesiyorlar.Sanki Adana - Mersin arasi otobanda yolculuk ediyorum.

Yalniz Adana'da %90'ni bulan nem orani, burada cok dusuk,devamli poyraz ruzgari esiyor
dudaklarimiz kuru havada cok kotu catladi. Ama kuru hava da insani inanilmaz enerjik yapiyor.
Beni taniyan hic kimsenen inanmayacagini biliyorum ama burada hergun saat 6.00'da uyaniyorum.
Dusumu alip'makyajimi yaptikdan sonra gune zip zinde basliyorum.

Yol yorgunlugunu atip kendimize geldikden sonra alis-veris merkezlerini tavaf etmeye basladik.
Isin acikcasi burdaki marketler beni fazlaca kesmedi,bunun uzerine ,Canos Outlet diye bir yere goturmeye karar verdi.Bakersfield'dan 1,5 saat mesafede bir alis-veris merkezi.

Vardigimizda kendimi cennete dusmus gibi hissettim.Ne kadar sevdigim markanin magzasi varsa
yan yana dizilmisler,' kollarini da bana uzatmis hosgeldin hosgeldin diyorlar.Ben de hosbulduk hosbulduk
diyerek ipini koparmis danalar gibi daldim iclerine.Saat 11.00'de baslayan alis-verisimiz saat 17.00'de
evimize donmemiz icap ettigi icin mecburen bitti.

Bu gunluk bu kadar.Ilerdeki gunlerde gorusmek uzere.Byyyyyyy.....

 

6 Mayıs 2011 Cuma

AMERİKA AMERİKA

                     Uzun süredir tatlı bir teleşla hazırlandığımız Amerika yolculuğunun zamanı geldi çattı.

                     İlk defa yurt dışına çıkmanın verdiği heyacanın yanısıra bir de Leo ve Hera'dan ayrılmanın
hüznü çöktü üstüme.Daha gitmeden, geldiğimiz zaman bizi nasıl karşılayacaklarını düşünüyorum.
Bakalım ; sevinçden çılgınada dönebilirler,bunca zaman neredeydin bizi nasıl bırakıp gittin diye
küsebilirlerde.Bekleyip göreceğiz.Ama küserlerse ben onların gönlünü almasını bilirim.Döndüğümde ayrı kaldığımız her günün bedeli olarak ,merkez parka oynamaya ve göle yüzmeye götüreceğime rüşvet sözü verecem.Belki yine de küserler ama hiç olmazsa az küserler.

               Neyse şimdi bana müsade,bu hüzünlü düşüncelere ara verip hazırlanmaya devam etmek lazım.
               
               Yolculuk boyunca görüşmek üzere.Byyyy.

                    
                     

1 Mayıs 2011 Pazar

LUCKY,SEVGİLİ LUCKY

Bazı zamanlar bir iyilik meleğinin beni yakın markaja alıp,en doğru kararları vermemi sağladığını şiddetle hissediyorum.

Birkaçgün önce bir kitapcıya uğrayıp,kendimi kaybetmiş halde kitap seçerken,gözüme bir kitap takılıverdi.
LUCKY;o zamana kadar ne Sezgin Kaymaz adlı bir yazardan ne de LUCKY adlı bir kitapdan haberim vardı.

Aslında kitapları Lucky'i okuduktan sonra CANOŞ demeye karar verdiğim.İpek kız için alıyordum.
Seçtiğim kitapları ise daha önce eserlerini okuduğum ve sevdiğim yazarlardan seçiyordum.
LUCKY'i görünce bunu da kendim için alayım bari dedim ve iyilik meleğinin yine iş başında
olduğunu kitabı okuyup bitirdikden sonra anladım.

LUCKY 500 sayfalık bir eser,ilk sayfasından itibaren gülmekden okuyamadığım kitabın,
son sayfalarını da ağlamakdan okuyamadım.

LUCKY SEVGİLİ LUCKY

LUCKY'i size anlatmayacağım,çünkü LUCKY kesinlikle anlatılmaz.OKUNUR..!!!!

Sn.SEZGİN KAYMAZ,kalemine ve yüreğine sağlık,bütün eserlerini okuyacağıma söz veriyorum.