24 Şubat 2011 Perşembe

TATİL HAYALİ

Sevgili Hep Yesil beni mimlemiş,bu kadar özgür karakterliyim,
bu kadar maceraprestim bir okadar da gezgin ruhluyum diyorsun,o halde en çok gitmek istediğin yeri nedenleriyle birlikte anlat bakalım demiş.Hıııı!!! Ö.S.S. sorusu gibi,anacıım çok iyi düşünmeliyim.
Düşünüyorum,düşünüyorum akşama kadar kafa patlatıyorum,yok anacım yok,öyle nokta atışı bir yer yok illaki gitmek istediğim.

Nasıl anlatsam size duygularımı bilmiyorum ki;
Örneğin vursam yollara kendimi,az gitsem uz gitsem dere tepe düz gitsem,birdenbire karşıma güzel bir sahil çıksa,incecik kumlu,sımsıcacık;hiç dalgası olmayan bir deniz bir koy mesela....,sahilin biraz ilerisinde çimlik bir alan olsa, birkaç kocaman ağaç,hıh desem işte burası kursam çadırımı,çıkarsam portatif masamı sandalyemi,sonra yüzsem yüzsem,akşam sahilde yürüyüş yapsam,gece olunca açık havada uyku tulumumun içinde uyusam mehtaba bakarak.

Ertesi gün olsa, tekrar yollara vursam kendimi bu sefer karşıma bir dağ çıksa,çam ağaçlarıyla,kır çiçekleriyle
böceğiyle börtüsüyle,tırmansam o dağa tırmansam tırmansam taaa zirveye kadar,geceyi yıldızları sayarak
orada geçirsem.Gün ışırken uyansam,kahvaltımı pınar başın da yapsam,yeniden yollara düşsem.

Sonra karşıma bir köy çıksa mesela,güzel yurdumun misafirperver insanları bana köy kahvesinde soğuk
ayran ikram etseler,tam yocu yolunda gerek bana müsade derken, gitme bugün düğünümüz var deseler,
akşam davul zurna eşliğinde halay çeksem,geline deniz kabuklarından yapılma beşi bir yerde taksam.
Ertesi gün yolum düşerse yine gelirim desem helalleşsem vedalaşsam.Ne güzel olurdu.

Neyse kızım jale hayali bırak gerçek hayata dön,sen şu Amerika gezisini kotar da gerisini sonra düşünürsün
diyorum kendi kendime.

Eveeeet sevgili Hep Yesil,anlatabildimmi gezip görmek diyince aklıma gelenleri,ama yok jıl illaki bir yer seç diyorsan Hawai adalarını seçiyorum.İnşallah günün birinde giderim.

23 Şubat 2011 Çarşamba

SİYAH SÜT

 Boyun fıtığı teşhisi konduğundan beri yaklaşık iki aydır yeni bir kitaba başlıyamıyorum.
Ben de en son okuduğum kitaplardan bahsetmek istedim."SİYAH SÜT" enson okuduğum kitapdan bir önceki.
Elif Şafak'ın Baba &piç ve Aşk'dan sonra okuduğum üçüncü kitabı,Elif Şafak, biyografik tarzda yazdığı bu kitabında anne olup olmama konusundaki endişelerini ve arzularını çok akıcı bir dille anlatmış.Birde kendi iç seslerine yer vermiş,12-15 cm.boylarında,300-400 gr.ağırlığında ve içinde yaşayan kadınlar olarak tarif etmiş iç seslerini,onlara isimler vermiş;Pratik Akıl Hanım,Can Derviş Hanım,Hırs Nefs Hanım ve Sinik Entel Hanım
ilk etapta tanıştığımız karakterler,kitabın ilerleyen kısımlarında daha değişik karakterlerle de tanışıyoruz.

Elif Şafak'ın bu kitabı benim kendi iç seslerimi keşfetmemi sağladı,meğer neçok iç sesim varmış da benim haberim yokmuş.Örneğin bir Mantıklı Hanım var bir de onun baş düşmanı Duygusal Hanım,ençok bu ikisi didişiyor,vıdı vıdılarıyla başımın etini yiyorlar.Birgün Mantıklı Hanımdan yana çıkıyorum onu haklı görüyorum,
diğergün Duygusal Hanımın yanında oluyorum.Birde Özgür Hanımla Şevkat Hanım var;onlarda ayrı bir cumhuriyet Özgür Hanım daha ne bekliyorsun diyor,al sırt çantanı ,atla bisikletine dünyayı dolaş diyor,tam onun dediklerini dinliyecekken
Şevkat Hanım hemen müdahale ediyor;delimisin sen diyor gidersen çocukların ne yer ne içer hiç düşüdünmü?
Hem seni ne çok özlerler biliyormusun?

Gönlüm her nekadar Özgür Hanım'dan yana olsa da mecburen Şevkat Hanım'ı dinliyorum.
Özgür Hanım'ı dinlemem için benim daha çooook zincir kırmam gerek.


20 Şubat 2011 Pazar

EVİM EVİM GÜZEL EVİM

Cumartesi günü sabahtan karar veriyorum,uzun süredir havuz sevdasına ihmal ettiğim evimizi temizleyeceğim.
Öğleyi zor ediyorum.13.30 iş çıkışı hiçbiryere uğramadan koştura koştura eve yollanıyorum.
Eve verdığımda süpriiiiiiiiz.misafirler beni bekliyor,rahatsızlığımı duymuşlar,bir de pasta yapıp beni yoklamaya gelmişler,misafir bizim başımızın tacı ne olacakki temizlik beklesin sonra da yapsam olur.Hemen bir çay demleyip getirdikleri pastayla beraber afiyetle midelere indiriyoruz.
Neyse bir-iki saat sonra misafirlerimi yolcu ediyorum.Hadi bakalııııım temizlik zamanı
dememle beraber telefonun fingirdek zilinin çalması aynı ana denk geliyor.
Telefonda ablam evdeysen geliyorum diyor,
Ablam benim ikikere başımın tacı, gel gel diyorum.Temizlik biraz daha beklesin nolacak ki?
Geliyor gelirken peynirli pide getirmiş yeniden çay demliyorum peynirli pideyle iyi gidiyor.
(Neyse canım Pazartesine şurda ne kaldı?nasılolsa diete başlıyacağım.)
Bir-iki saat sonra ablamıda yolcu ediyorum.
Kolları ve paçaları sıvarken yapacağım işleri de kafamda sıralıyorum,Hera-Leo yıkanacak,
araba temizlenecek,taşlık yıkanacak,tozlar alınacak,halılar süpürülecek,mutfak-banyo-lavabo parlatılacak
diye düşünürken elektrikler kesilmesinmi?(Hey yüce Rabbim sen niye benim temizlik yapmamı istemiyorsun?)
Neyse canım diyorum daha akşama bayağı var.bir-iki saat uyuyayım sonra yaparım.


Gözlerimi Heranın üzerime abanmasıyla açıyorum,kendi dilinde kalk beni dışarı çıkar diyor.
Saate bakıyorum 23.00 olmuş,elektrik hala yok,bakıyorum sokak lambası yanıyor,komşuların ışıkları var bir bizde elektrik yok,kafamı toplamaya çalışıp bu nasıl oluyor yaa derken,sigortaların atmış olacağı aklıma geliyor,çünkü en son hatırladığım kadarıyla,çamaşır makinası,bulaşık makinası,termisifon,klima ve elektrik sobası aynı anda çalışıyordu,karanlıkta bir mum yakıp sayacın yanına gidiyorum,şarteri kaldırmamla beraber
BİNGOOO elektrikler geliyor(ne de olsa usta kızıyım.)
Bu arada saat olmuş 24.00, amaaaan diyorum bu saatden sonra temizlikmi yapılır?
Yarına nolmuş yarın yaparım,HADİ BANA İYİ GECELER.......

17 Şubat 2011 Perşembe

CANIM AİLEMİ TAKDİMİMDİR.





 rahat etmesi ve yorulmaması için bir sürü para verip alıdığım bulaşık makinasındaki kirli tabakları gizlice aşırıp elinde yıkamakta ısrar ederek beni çileden çıkaran canım annem ÜNOŞ








ceylan gözlü ollum LEO


sarı papatyam HERA

melankolik SILA

hırçın TÜRKAN

pamuk prenses NAZLICAN

sırnaşık MABEL

cilveli BADEGÜL

benimle uyumak için her türlü kurnazlığı deneyen
 MAMİDO

15 Şubat 2011 Salı

HERKESLE DOST OLABİLMENİN İNANILMAZ HAFİFLİĞİ

Aşağıdaki fotoğrafları incir çekirdeğini bile doldurmayan sebepler yüzünden
birbirlerini yiyen insanlara ithaf ediyorum.







13 Şubat 2011 Pazar

İLK BLOG YAZIM

Blog dünyasıyla ilk kez,canım yiğenimin,tatlımı tatlı eşi sayesinde tanıştım.
Çok uzaklarda yaşadıkları için,hernekadar gönüller bir olsa da, oldukça ayrı düşmüştük,yaşamı paylaşamadığımız için telefon görüşmelerimiz bile çok kısa sürüyordu.Birgün İ.... yeni hobisinin bloglar da
yazı yazmak olduğunu söyledi ve istersem takip etmem için bana bir link gönderdi.Takip etmek ne demek
resmen müptelası oldum.Bu arada İ..... beni yüreklendiriyor,sen de bir blog açsan diyor ama ben bir türlü cesaret edemiyordum;bugüne kadar, bugün bismillah dedim blogumu açtım;vatana millete hayırlı olsun.
Yazılarımda mutlaka imla hataları,yanlış yazılmış kelimeler olacaktır.Siz onları sakın görmeyin emi.
Beni izleyin anacııııııııım,byyyyyyyyyy.